Acun Ilıcalı, muhabirliği sırasında yaşadığı bir anısını izleyenlerle paylaştı.
Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sunduğu 'Teke Tek' programına konuk olan Acun Ilıcalı, bir dönem Fenerbahçe'de top koşturan Okocha'nın Nijerya'daki düğününden görüntü çekmek için yaşadığı film gibi olayı anlattı.
O dönemde Şansal Büyüka'nın ekibinde muhabir olan Acun, Fenerbahçe'de top koşturan Nijeryalı Okocha'nın düğünü nedeniyle bu ülkeye gittiğini ve başından inanılmaz olaylar geçtiğini anlattı.
Acun Ilıcalı, Okocha'nın düğün görüntülerini bir kanala satması nedeniyle kendisinin Nijerya'ya gelmesini istemediğini, o dönemde ülkede askerlerin hakimiyetinin bulunduğunu ve Okocha'nın da askeri yönetimle arasının çok iyi olduğunu belirtti.
'Biraz direkten döndük diyebiliriz. O zaman çok sevimsiz olaylar yaşadım' diyen Acun Ilıcalı, Okocha'nın düğün görüntülerinin peşine düştüğünü vurgulayarak, Nijerya'da başından geçenleri şöyle anlattı:
'Okocha Fenerbahçe'de oynuyor, onun düğünü vardı. Düğünün yayın hakkını bir kanala satmışlar. Okocha da yayın hakkı satıldı diye başka birisini istemedi. Ben Okocha'ya gideceğimi söyleyince, 'Sakın gelme' diye uyarıda bulundu. Ben dedim ki, halka açık yerlerde de gezecekler, benim orada kendime has da tarzım var, onu yapabilirim. Fakat Okocha'dan acayip bir tepki geldi, Amokachi o dönemde'sakın gelme can güvenliğin olmaz' şeklinde bir uyarı yaptı. Ben gözü kara bir muhabirim, bir anda kendimi orada buldum. Ortamın çok karışık olduğunu anladım. Nijerya'da her şey Okocha'nın kontrolündeydi. Çünkü orada askerler yönetiminde, askerlerin en başında kimse o paşanın en yakın tanıdıklarından birisi. Ben baktım durum sakat orada, sevimsiz bir şey olabilir. Önce Okocha köyde bir düğün yapmış onu öğrendim. Ondan sonra bu düğünü nasıl elde edebilirim. Bir adam çekmiş düğünü, köylerde o kameramanı aradım. Sonra haber yolladım 'bu kameraman beni bulsun' diye. Sonra beni mi arıyorsun diye bir haber geldi kameramandan. Önce köy düğününü elde ettim.
Sonra kendi düğününe geldi Okocha, o dönemde gerginlik var. Ben de dedim ki bir sakatlık olabilir. Nijerya'nın bir kanalı var, gittim oraya. O dönemde 10 bin dolar, 15 bin dolar rahat değer biçiliyor düğüne. Oradaki adamla buluştum, 'Ben Okocha'nın düğününü çektirmek istiyorum. Ne kadar para istersiniz?' dedim. Bana '50 dolar isteriz' dedi. Adam o sırada 10 bin dolar dese vereceğim. '10 dolardan fazla vermem' dedim. '20 olmaz mı?' dedi. Ben şimdi olayın önemini anlatmak istemiyorum adama. 20 dolara anlaştım ben o adamla. Hiç unutmuyorum biz kilisenin avlusunda bekliyoruz. Okocha geldi. 20 tane asker var. Okocha sağa baktı, sola baktım benim kameramanı gösterdi askerlere. Muhammed'in üzerine 20 tane asker geldi. Ben daha köşede bir yerdeydim. Muhammed'in dramını üzülerek seyrettim. Sonuçta birisinin kaseti ulaştırması lazım.
Ben kaseti aldım, kaçtım oradan. Benim kaldığım oteli biliyorlardı, askerler oraya gitti. Bir Türk vardı, evinde kaldım. Benim uçağın ne zaman olduklarını bildikleri için o uçakla gidersem beni bitirecekler, o belli. Okocha, 'sıkıysa çıksın' demiş. Nijerya havaalanına gittim, ülkeden kaçmam lazım. Bir kadın vardı, kadının elinde bir kağıt var. Baktım oradan Gine'ye bir uçak var. Oradan Roma'ya devam ediyor. Görevliye pasaportumu verdim, 'Düğüne mi geldin?' dedi. 'Evet' dedim. 'Sevdin mi?' dedi. 'Evet' dedim. Sonra 'Evrakların eksik' dedi. Geri verdi pasaportu. Oradaki arkadaşım 'böyle bir durum olduğu zaman arasına dolar koy' demişti. Ben de 10 dolar aldım, pasaportun içine koydum. Çıkışımı mühürledi. Ben gece yarısı 4'te Gine'ye kaçtım. Roma üzerinden Türkiye'ye ulaştım ve kaseti yayınladık.'