Acun Ilıcalı, Milliyet'ten Senem Aydın'a bir röportaj verdi.
İşte o röportaj:
Televizyon dünyasının en önemli isimlerden Acun Ilıcalı’yla Levent’teki ofisinde buluştuk. Yeni sezon hazırlıkları arasında iki arada bir derede konuşma fırsatı bulacağımı düşünürken, 5 saatini bize ayırdı...
Bu sürenin en büyük kısmı, aldığımız PlayStation turnuvasının davetinde geçti. Bir yanda ben, bir yanda Eser Yenenler, İbrahim Büyüka, Oğuzhan Koç, Alişan ve Acun Medya ekibi...
Devam eden projelerde değişikliğe gittiğiniz yazıldı. Yeni sezonda ne tür sürprizler bekliyor izleyiciyi?
Geçen sezonun başında ‘O Ses Türkiye’ jürisiyle konuşup, iki arkadaşımızı değiştireceğimizi kendilerine bildirmiştik. Şu an yeni gelenler belli: Ebru Gündeş ve Gökhan Özoğuz. Kimlerin olmayacağına henüz karar vermedik ama ayrılık yaşayacağımız arkadaşımızla da, temelli bir ayrılık düşünmüyoruz...
Futbolda 6+4 diye bir kural var. Biz de aslında biraz aynı sistemi uygulayacağız. Bazı arkadaşlarımızı jüriye davet edeceğiz, bazılarını dinlendireceğiz. Hem onlar hem de format için güzel olacak...
Bu isimlere karar verme süreci nasıl işledi?
Bahsettiğim isimleri ekip olarak çok istiyorduk zaten. Ebru Gündeş’in sesine hayranım. Onun dışında da hep pozitif enerji vermiştir bana. Beyin kanaması geçirdiği gün mesela, tesadüfen oradaydım. Olay, önümde oldu. Çok üzülmüştüm. O yüzden her zaman yeri ayrıdır. Jüride küçüklüğünü hatırlatacağız ona. Bambaşka bir Ebru Gündeş olacak...
Gökhan için diyebileceğim tek şey, hayatımda tanıdığım en sempatik insanlardan biri. ‘O Şimdi Asker’ filminde izlemiştim, verdiği elektrik çok hoşuma gitti...
“Dinlendireceğiz” dediğiniz isimler arasında Hülya Avşar var mı?
O konuda net bir karar yok. Hülya bizim için aileden biri. Zaten bana her sezon başında şunu der: “Acun, sen karar ver. Benim için hiçbir problem yok.” Beni arkadaşız, dostuz diye baskı altında tutmuyor. Doğru her projede yer alabilir. İş yapabilme kapasitesi çok yüksek. Ama Hülya’dan ayrılabilir miyiz? Ayrılabiliriz. Samimiyetle iş konusu aynı şey değil.
‘Survivor’ için kadro çalışmaları başladı mı? Daha bir şey düşünmedik. Ama bir anda, geçen gün gündemimize bir isim geldi. Şimdi Survivor’dan bahsetmek için çok erken...
Peki ya satın aldığınız yeni format.... Bu kez çok insanı mutlu edecek bir proje peşindeyim. Büyük bir hayır işi olacak. ‘Var mısın Yok musun’, benim en sevdiğim yarışmalardan biri oldu. Baktığınız zaman 20 milyona yakın para dağıttık. 250-300 kişi, kimi ufak, kimi büyük işlerini çözdüler. Bana göre televizyon tarihinin en hayırlı programıdır...
Format yaratma ve uygulamanın yanında, her projede ekran yüzü olarak yer alıyorsunuz. Bu işleyiş nasıl devam edecek?
Ben ortamla seyirci arasında kendimi kablo gibi kullanıyorum. Yani oradaki enerjinin halka iyi bir şekilde geçmesini sağlıyorum. “Yeteneklerinden biri nedir?” diye sorsan, bulunduğum ortamı ısıtırım, sıcaklaştırırım. İnsanların doğal olmasını ve bu enerjinin halka geçmesini sağlarım. Sıkıldığım an, olmam zaten...
Bu turnuvayı düzenleyen benim, öyle düşün! Eğlencenin organizatörü olarak görüyorum kendimi. Eğlenirken eğlendirmeyi seviyorum...
Uzun yıllar çalıştığınız Show TV’yle yollarınız ayrıldı. O süreçten bahseder misiniz? Show TV’de çok zor günler geçirdik. 10 bölüm alacağı olanın genelde terk ettiği bir ortamda, 100 bölümden fazlaydı bizim alacağımız...
Kanalın maddi zorlukta olduğunu bildiğim için hep orada kaldım. Ama şartlar öyle bir yere geldi ki, tıkandı. Çok transfer olmayı seven birisi değilim. Televizyon dünyasında 20 seneyi tek transferle geçiren, tek kişi olabilirim. Bu inanılmaz bir süre...
Kendimle ilgili hayallerim var. Ama hayal kurup da, onun peşinden gitmedim. Ortam bazı şeyleri getirdi. Bir gün bir bakarsın, bir kanal sahibi olabilirim...
Böyle bir düşünceniz var mı gerçekten? Son iki senede, iki kere kanal sahibi olma şansım oldu. İsim söylemek istemiyorum ama çok ciddi görüşmelerim oldu. Açıkçası kendi potansiyelimin bir kanala yetebilecek düzeyde olduğunu düşünüyorum. Kanal sahibi olmak beni çok çok mutlu etmez ama bir bakarsın olaylar beni oraya götürür...
Senelerdir bu dünyanın içinde biri olarak, nasıl bir televizyon düşünüyorsunuz? Bir kanalın benim kontrolümde olduğu gün, çok farklı şeyler yapacağımı düşünüyorum. Sana yaptığım her iş bir numara olacak demiyorum. Olamaz zaten. Ama kendi sevdiğim işleri yapıp, üretmek istiyorum...
Ne aralıklarla düzenleniyor bu turnuvalar? Şimdi Ramazan diye daha çok vaktimiz var. Haftada 4 gece yapıyoruz. Tabii her seferinde isimler değişiyor...
Bu akşam Eser’ler buradaydı. Geçen Murat Boz’la aynı takımdaydık. Turnuvadaki isimler değişiyor ama heyecan bitmiyor...
Genelde sonuç nasıl oluyor? İddialı mısınız? Bizim Murat’la şampiyonluğumuz var. Şimdi o Amerika’da, o yüzden aradığım partneri daha bulamadım. Ama iyi gidiyoruz. Hedefimiz en çok şampiyon olarak bitirmek...
ACUN ILICALI NASIL BiR RAKiP? Eser Yenenler: Acun abi iyi bir rakip. Bu gece bizim için hazırlık turnuvasıydı, havayı kokladık...
Alişan: Yıllar önce Acun abiyle rakip olmuştuk. Yine her zamanki gibi yenildim. Ama ben PES oynuyorum, onlar FIFA. İkisi arasında bayağı fark var, o yüzden hâlâ alışamadım. Sonuncu olarak yolumuza devam ediyoruz...
İbrahim Büyüka: Eser’leri bu turnuvada perişan ettiler. Gördüğüm kadarıyla çok iyi...
Oğuzhan Koç: Zor rakip! Ama biz evde oynadığımızın dışında bir oyunla karşılaştık burada. O yüzden kim daha iyi henüz bilmiyoruz...
Bu arada “Kendimle ilgili hayallerim var” dediniz. Gerçekleştiremediğiniz bir hayal kaldı mı? Hayal edeceğim bir şey kalmadı aslında. Daha ne hayal edebilirim ki? Olumlu bir şey olarak algılama bunu! İnsan hayalleriyle mutlu olur. Ama ben Allah’a şükür hayallerimin hepsini bitirmiş durumdayım...
Psikolojik olarak çok kolay bir şey değil, insanın her istediğini elde etmesi. Ama burada benim yırttığım olay; küçük şeylerle mutlu olmayı bilmek...
Eğer ruhumu parayla doyurmaya çalışsaydım, şu an ne yapacağımı bilemez haldeydim. Ben küçük olaylarla, çocukken oynadığım oyunlarla mutlu olan biri olduğum için, öyle bir problem yaşamıyorum...
Ama insanın bu derece başarılı olmasının iki tehlikesi var: Birincisi, başarıya alışıyorsunuz. Bu, başarısızlıkla karşılaştığınız zaman sorun olabilir. İkincisi; bazen “Daha ne yapacağım?” diye sorguladığınız oluyor. O da çok kolay değil...
Basında sizinle ilgili çok haber çıkıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Çıkan haberlerden rahatsız oluyor musunuz?
Popüler olduğunuzda basın bir şekilde size ilgi gösteriyor. Bununla ilgili şöyle düşünüyorum: Acun diyorum, sen ünlü olmasan, başarılı olmasan bu haberler olmayacak...
Bugün işsiz de olabilirdim. Onun yerine gülün dikeni gibi... Teknelere binip, benimle ilgili haber çıkmasın deme şansın yok...
Bu işin bir parçası. Eğer göze alamıyorsan zaten ünlü olmayacaksın...
Bu yoğunlukta çocuklarınıza vakit ayırabiliyor musunuz? Ayıramıyorum ama az da görüşsem o zamanı güzel değerlendiriyoruz. Ben yüzünü eskitmeyen bir babayım. Dünya tatlısı üç kızım var. Onlarla vakit geçirmek benim için büyük mutluluk.