"Acun hep dik durdu!"

Bir yıl önce hayatını kaybeden Selma Desmond’un kız kardeşi Neriman Erman, ablasının adını taşıyan kitabını anlatmak için Flash TV’de yayınlanan “Bunu da Konuşmak Lazım” programına konuk oldu. Canlı yayında gözyaşlarına hakim olamayan Neriman Erman” onu unutmak mümkün değil, acımız dinmedi, Selma’nın yaşamından çaldılar” dedi.

"Acun hep dik durdu!"

Programa telefonla bağlanan Selma Dosmond’un annesi Güney Erman “içim yanıyor kızımın adı geçtikçe heyecanlanıyorum, acımın tarifi yok, Selmasız bir yıl geçti, Allah kimsenin yanına bırakmıyor” dedi.

İşte yılbaşında çıkacak olan “Selma Desmond” kitabını kaleme alan Neriman Erman’ın sözleri:

Hülya Avşar'la Ali Taran'ın arasında çıkan aşk dedikoduları gün geçtikçe arttıkça üzüntüsü ikiye katlandı. Ali'nin bu söylentilerin içinde olması. Bunlara sessiz kalması moralini bozuyordu. O süreç içinde Hülya Avşar'ın rahat ve vurdum duymaz tavırlarına inanamıyordu. Hülya'nın çıkan dedikodular hakkında tanıdığı halde Selma'yı aramamıs sormaması bir kadın olarak onu çok yaraladı. Ölmeden 1 hafta önce Selma'nın Levent'teki evinin bir ziyaretçisi vardı; Hülya Avşar. Uzun uzun sohbet ettiler. Bir yanlış anlaşılma olduğunu ve asla aralarında Ali ile bir ilişki olmadığını söyledi.

DOSTLARI SIRTINDAN VURDU…

Selma ve Ali ayrıldıktan sonra sanki dostlarıda ikiye bölündü. Oysa Fulya Terim, Semiramis Pekkan Selma'nın arkadaşlarıydı. Ali ve Ayşe'nin düğününü organize eden Fulya Terim'di. Semiramis Pekkan'la Selma komşuydu. Düğün Semiramis Pekkan'ın Bodrum'daki evinde oldu. Yıllarca aile dostları olan Mazhar Alanson o düğünün en çok eğlenen kişisiydi. Selma'yı yapılan düğünden çok dostlarının bu umursamaz tavrı ve hastalığı sırasında kimsenin aramaması çok üzdü. Fatih Terim ve eşine çok kırgın öldü.

ALİ ÖLMEMİ İSTİYOR…

Hastalığı sırasında yurtdışından aldığı ilaçlar vardı. Bunların parasını Ali ödüyordu. Ali, Ayşe ile evlendikten sonra Selma'nın yurtdışından aldığı ilaçların parasını ödemek istemedi. Hayatının en büyük travması belki de bu olmuştur. Yıllarını verdiği büyük aşkı Ali sanki artık hayatına devam etmek için ölmesini istiyordu. Kendiside 'Ali artık benim ölmemi istiyor' diye sürekli dile getirip ağlıyordu. Hastalığı süresinde en çok Ali'nin bu tavrını onu kırdı.

ACUN DİK DURDU…

Acun Ilıcalı'nın tavrı ve yanında durması onu hep mutlu etti. Sık sık Acun'la telefonda konuşur dertleşirlerdi. Acun ona çok destekti. Acun'un düğüne gitmemesi, aldığı tavır için " Acun oldukça dik durdu. Oysa ben Zeynep'le Acun boşanmaya kalktığında Ali'ye 'Zeynep'e nasıl böyle davranabilir. Acun artık tek başına Zeynep'siz bu eve giremez. Sakın benim evime getirme' demiştim. Acun, bugün benim ona aldığım tavrı şimdi Ali için alıp dik bir duruş sergiledi...." diyordu.

GİZLİ GİZLİ AĞLADI…

Ayşe ve Ali'nin evlendiği gece başını yastığa koyduğunda çok ağladı. O gün bu durumunu oğluna belli etmemek ve onun üzülmesine mani olmak için Çeşme'deki evine Kuzey'in arkadaşlarını çağırdı. Evde parti düzenledi. Bir hafta evde televizyon açılmadı. Gazete girmedi. Gizli gizli sessiz sessiz ağladı. Hayatında biri olduğunu hissedip uzun süredir bu şüpheleri vardı. Boşanmada bu yüzden bu kadar hızlı gelişti. Ama bu kadar kısa zamanda evliliği beklemediğini sık sık anneme ve bana söylüyordu.

BİR TEK OĞLUNA VEDA ETTİ…

Son haftasında sanki veda eder gibiydi hepimize. Hayatını düzene koyup gitmek istiyordu. Kuzey'in hemen Amerika'dan gelmesini çok vaktinin olmadığını söylüyordu. Kuzey apar topar Amerika'dan döndü. Oğlu ile uzun uzun konuştu dertleşti. Ölümünden sonra olabilecekleri, yapması gerekenleri teker teker anlattı.

ALİ’YE KIRGIN ÖLDÜ…

Ali'ye çok kırgın öldü. Ama ağzından asla 'Ölürsem mezarıma gelmesin' diye bir cümle hiç çıkmadı. Ali ile ilgili konuşmalarında hep " Ali çok vicdanlı ve merhametli bir adamdır. Yıllar önce evlendiğim adamla şuan arasında inanılmaz büyük bir değişim getirmiş. Ali bu adam değil. O beni üzmeye kıyamazdı" diye anlatırdı.